• Telefon

    +90 538 090 87 65 +90 312 284 02 04
  • E-posta

    tulinklinik@gmail.com
  • Adres

    Neorama İş Merkezi, Yaşam Caddesi, Adalet Sok. 13/A, Kat: 10, Daire No: 49, Sögütözü/Ankara

Bir dermatolog olarak beni en çok korkutan bir hastamdaki melanomu başlangıç aşamasında tanıyamamaktır, çünkü bilirim ki melanomda erken tanı  hayat kurtarır! İşte bu nedenle, yüksek risk grubundaki hastaları düzenli olarak videodermoskopumla takip etmek isterim. Arada kaldığım durumlarda, yapay zekasını da yardıma çağrırım... 

MELANOM nedir?

Melanom, derimizi güneş ışığının (ultraviyole) zararlı etkilerinden koruyan melanosit adı verilen hücrelerden köken alan ve hayatı tehdit edebilen en kötü huylu deri kanserlerinden biridir.

Sık mı görülür?

Diğer deri kanserlerine nazaran daha az sıklıkta görülmesine rağmen, deri kanserine bağlı ölümlerin büyük kısmından melanom sorumludur. Giderek daha da artan sıklıkta görülmektedir.

Melanom gelişimi açısından kimler daha fazla risk altındadır?

1. Vücudunda çok sayıda (50’den fazla) beni (nevüs) olanlar

2. Vücudunda 5’den daha fazla atipik/displastik beni (asimetrik yapılı, girintili çıkıntılı kenarlara sahip, birden çok

    ve düzensiz dağılmış renkler içeren ve sıklıkla 5-6 mm’den büyük çaplı) olanlar

3. Kızıl saçlı ya da çilli olanlar

4. Deri tipi I veya II olanlar, yani açık tenli ve renkli gözlü olup, güneş altında kalınca kolayca kızaran, ne kadar

    güneşte kalırsa kalsın esmerleşemeyenler

5. Çocukluk çağında, özellikle 14 yaşından önce şiddetli (ağrılı, su dolu kabarcıklı) güneş yanığı geçirenler, ya da

    uzun yıllar boyunca yoğun güneş ışığına maruz kalanlar 

6. Ailesinde (anne, baba, kardeş, çocuk) veya kendisinde melanom öyküsü (tanısı) olanlar

Bu risk faktörlerinden bir ya da daha fazlasına sahip olanlar melanom gelişimi açısından yüksek riskli gruba girer.

Öte yandan, bu risk faktörlerinin hiçbirine sahip olmamak melanom gelişme riskiniz yoktur anlamına da gelmez!

Doğumsal benlerin üzerinde melanom gelişir mi?

Bebek doğduğunda veya yaşamının ilk 2 yılında ortaya çıkan benlere “doğumsal ben” denmektedir. Bunlar erişkin yaşta eriştikleri büyüklüğe göre “küçük, orta, büyük ve dev” olmak üzere 4 grup altında sınıflandırılır. Doğumsal benlerin üzerinde melanom gelişebilir ve bu risk benin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Özellikle “büyük ve dev” doğumsal beni olanlarda (20 cm.den büyük) risk çok yüksektir (%5-10).

Melanom vücudumuzun nerelerinde görülür?

Derimizin her yerinde (saçlı deri dahil), mukozalarda (ağız içi, genital bölge), tırnaklar ve gözde (uvea) görülebilir. Kadınlarda en sık alt bacaklar, erkeklerde sırtta ortaya çıkar. 

Görünümü nasıldır?

Asimetrik görünümlü, kenarları girintili çıkıntılı, genellikle koyu kahve ya da siyah renkli bir leke veya kabarıklık şeklindedir. Mavi, gri, beyaz, pembe renkleri de içerebilir. Kimi zaman tamamen pembe ya da koyu mavi renkli olabilir. Renkler üzerinde düzensiz dağılmış olabilir. Çapı genellikle 5-6 mm.den daha büyükse de, başlangıç aşamasında her melanom küçüktür, yani 2-3 mm bile olabilir. 

Melanom iyi huylu bir “ben”in kanserleşmesi sonucunda mı oluşur?

Melanomların %20-25’i iyi huylu bir benin, özellikle yoğun ultraviyole radyasyonuna (güneş ışığı, solarium) maruz kalması sonucunda kanserleşmesiyle oluşur. Büyük kısmı ise (%70-75) ilk çıktığı andan itibaren melanomdur.

İyi huylu bir “ben”in melanoma dönüştüğü nasıl anlaşılır?

Uzun zamandır mevcut alan bir bende büyüme ve/veya kabarma (çapta genişleme ya da bir kısmında/tamamında kabarma şeklinde), renk değişikliği gibi herhangi bir değişiklik olması kişi için uyarıcı işaretlerdir. Ama bundan daha önemlisi benin iç yapısında bir değişiklik olup olmamasıdır ki, bu değişiklik ileri aşamaya ulaşmadan çıplak gözle fark edilemez. İç yapı değişikliği/bozukluğu ancak dermoskopik muayene yapılarak saptanabilir. 

Çok sayıda beni olanlarda bu benleri çıkartırmak melanom gelişme riskini ortadan kadırır mı? 

Kesinlikle hayır! Melanomların büyük çoğunluğu normal görünümlü deri üzerinden geliştiği için riskte azalma olmaz. Sadece görünüm ve iç yapı açısından melanoma benzer özellikler taşıdığı için aslında iyi huylu olan atipik/displastik benler melanomdan ayırt edilemediği durumlarda çıkartılır ya da yakın takibe alınır. 

Tanısı nasıl konulur?

Melanom tanısını koyabilmek için çıplak gözle bakmak yeterli değildir, mutlaka dermoskopik muayene yapılmalıdır. Bunun sonucunda yüksek derecede şüpheli olduğu düşünülen benler en kısa zamanda çıkartılmalıdır. Daha az şüpheli olanlar ise videodermoskopla fotoğraflanarak takibe alınır. Takip sırasında iç yapısında belirgin değişiklik gösteren benler de çıkartılır. Melanomun kesin tanısı patolojik inceleme ile konur.

Erken tanı hayat kurtarır!

Melanom gelişiminde yüksek risk faktörü taşıyan (yukarıda sayılanlardan bir ya da daha fazlasına sahip olanlar sayıda) hastalara düzenli olarak deneyimli bir dermatolog tarafınca videodermoskopla tüm vücut “ben haritalaması/muayenesi” yapılmalıdır ki erken tanı konabilsin. İleri evrede tanı konması demek melanomun derinin alt tabaklarına kadar inip, oradan lenf bezleri ve başka organlara yayılması (metastaz yapması) anlamına gelir ki bu durum tedaviyi çok zorlaştırır ya da imkansız kılar.

Videodermoskopla ben muayenesi/haritalama nasıl yapılır?

İlk olarak, hastanın tüm vücudunun (ön, arka, yanlar, ayak tabanı ve avuçlar gibi) özel bilgisayar programının belirlediği sırayla fotoğrafları çekilir. Sonra tek tek tüm vücutdaki benlere dermoskopik muayene yapılır, şüpheli olanlar işaretlenir ve dermoskopik (iç yapılarını gösteren) fotoğrafları çekilir. Fotoğraflar bilgisayar ekranında detaylı olarak incelenir, melanom şüphesi yüksek olanlar çıkarttırılır, daha az şüpheli olanlar ise seri takibe alınır. Hasta doktorunun belirleyeceği aralıklarla kontrole çağrılır ve benler iç yapı değişikliği açısından her sefer yeniden değerlendirilir. Muayene süresi ortalama 1 saat kadar sürer.

Melanom şüphesi olan benler nasıl çıkarılmalıdır?

Benin tamamı, kenarından ortalama 0.5 cm sağlam deriyle birlikte çıkarılmalıdır. Bazı istisnai durumlar dışında (çok büyük çaplı ben, göze çok yakın bir ben gibi) benin bir kısmından bir parça örnek almak tanı ve özellikle hastalık evresini belirlemek için yeterli değildir. Aynı şekilde melanom şüphesi var diye beni etrafından çok fazla miktarda sağlam deriyle birlikte çıkarmak da doğru bir yaklaşım değildir. Melanom tanısı alan hastalarda, kanserin deride aşağıya indiği derinliğe göre (Breslow kalınlığı) gerekirse sonradan kenardaki sağlam görünümlü deriden bir miktar daha (0.5-2cm) çıkarılır.

Tedavisi nasıl yapılır?

Melanom tedavisi hastalığın evresine göre değişiklik gösterir. En etkili ve başarılı tedavi erken dönemde yakalanan melanomun (ince, derinleşmemiş) uygun bir şekilde cerrahi olarak çıkarılmasıdır. İleri dönemde yakalananlarda kanserli hücrelerin lenf bezlerinden başlayarak vücudun diğer organlarına yayılma durumu esas olarak radyolojik tetkiklerle araştırılır. İlerlemiş hastalıkta kemoterapi, immunoterapi ya da gen hedefli tedaviler gibi tedavi seçenekleri denenir.

Melanom tanısı sonrası dermatolojik muayene ile takip devam etmeli midir?

Melanom, tanı aldığı evreyle orantılı olarak, çıkarıldığı yerde tekrar etme, yakınındaki lenf bezinde ya da başka bir organa yayılma riski taşır. Aynı zamanda, melanom tanısı alan bir hastada 2. bir melanom veya başka çeşit bir deri kanseri gelişme riski de artmıştır. Dolayısıyla, bu hastaların ömür boyu düzenli aralıklarla dermatolojik ve videodermoskopik muayene ile takip edilmeleri gereklidir.

Erken tanı koymada hastanın kendi kendini muayene etmesi çok önemlidir!

Yüksek risk grubunda olan hastalar ya da melanom tanısı alanların kendi derisini belli aralıklarla düzenli olarak kontrol etmesi çok faydalıdır. Bunun için 1-3 ayda bir, aydınlık bir odada, boy aynası karşısında durup tüm vücut derisi tepeden tırnağa incelenmelidir. Görülmesi zor olan yerler için bir el aynası kullanılmalıdır ve saçlı deri, sırt gibi bölgeler için başka birinden yardım alınmalıdır.  İnceleme saçlı deri, yüz, boyun, omuzlar, gövde gibi yukarıdan aşağıya doğru hiçbir yer (ağız içi, genital bölge, parmak araları gibi) ihmal edilmeyecek şekilde sistematik bir sıra ve şekilde yapılmalıdır. Nerede, kaç tane, ne büyüklükte benimiz var, yeni çıkan hızla büyüyen var mı, eskiden beri var olup da son zamanlarda şekil, büyüklük ya da renk değiştiren oldu mu şeklindeki kişisel farkındalık durumu çok önemlidir. Hasta tarafınca böyle bir durum saptandığında, en kısa zamanda dermatologuna başvurması, melanomun erken tanı ve dolayısıyla tedavi edilme şansını yüksek oranda arttırmaktadır. Aksi takdirde, ileri evrelerde diğer organlara yayılabildiğinden hayatı tehdit edebilir.

Benlere lazer/kryoterapi/koter gibi tahrip edici bir tedavi yöntemi uygulamak doğru bir yaklaşım mıdır?

Bir benin yüzde yüz iyi huylu olduğu çıplak gözle bakarak, hatta bazı durumlarda dermoskopik muayene yaparak bile saptanamayabilinir. Kesin tanı ancak benin tamamının cerrahi olarak çıkarılıp, patolojik inceleme yapılmasıyla konabilir. Dolayısıyla beni lazerle veya elektrokoterle yakmak/silmek, kryoterapi ile dondurmak, ya da yüzeyel kazıma yöntemi ile çıkarmak (traşlama) gibi dokuda hasar yaratan ama tedavi de etmeyen bir yöntem uygulamak benin patolojik incelemesini olanaksız kılar. Yanlışlıkla ben sanılan bir melanom için böyle bir işlem uygulandığında ya bulunduğu yerden tekrar çıkacaktır ki bu durumda ne dermoskopla ne de patolojik tetkikle doğru tanıyı koymak mümkün olmayacaktır (dokunun yapısı ve görünümü bozulduğu için), ya da hastanın derisinin bir başka yerinde, lenf bezinde ya da akciğer gibi bir organında hastalığın ileri evrelerinde metastaz yapmış (yayılmış) olarak melanom tanısı alacaktır ve bunun nereden kaynaklandığı tam olarak anlaşılamayacak ve ne yazık ki tedavi için geç kalınmış olunacaktır.